Merve Duman | Röportaj | GKBT #15

, , 4 comments

1)Röportajların olmazsa olmazı olan soru ile başlayalım. Merve Duman kimdir, günlük hayatında neler yapar? 
 -Merve Duman, 21 yaşında İstanbul’da yaşayan ve üniversite son sınıf öğrencisi sıradan bir insandır. Günlük hayatındaki koşturmaya kapılıp giden her gün metrobüste can verme tehlikesi atlatan buna rağmen o kalabalıkta bile kitap okuyan zır delinin tekidir. :)


2)Yazmaya nasıl başladın? 
- Yazmaya 2009 yılında gördüğüm enteresan bir rüyayla başladım. Zaten hayatımı değiştiren şeyleri yazarken kesinlikle rüyalar görürüm. Bir forumda yazmaya başladığımda henüz on dört yaşlarındaydım. Yazdığım hikaye de fantastik türdeydi. Ondan sonra da hep yazdım! 

 3)Yazdıklarını kitaplaştırma hayalin var mıydı?Yoksa yazdıklarını paylaşmaya çekinen insanlardan birisi miydin? 
-Yazdıklarımı paylaşmaya çekinen biri değilim ama kitabımın çıkması gibi bir hayalim yoktu. Planlarımın arasında yoktu daha doğrusu, eğer bir gün kitabım çıkarsa büyük ihtimalle kırklarımda falan olur diye düşünüyordum. Sonrasında olayların seyri değişti ve kitabımın basım sürecine girerken buldum kendimi. 

 4)Kitabın basım aşamasında ve eline aldığın ilk an neler hissettin? Ve kitabın çıktıktan sonra hayatında ne gibi değişiklikler oldu? 
- Kitabın basım aşamasında bir yandan çalışıyordum o yüzden yorucu geçti benim için. Ne yaptığımı hatırlamıyorum bile. Elime aldığımda ilk düşündüğüm ‘Yok artık ya! Benim kitabım mı bu?’ oldu. Hala inanmakta zorluk çekiyorum. Jetonum köşelidir de! ;) Kitap çıkınca işler daha da tuhaflaştı. Sınıfta yazar hanım geldi diyerek elimi sıkanlar oldu, mezun olduğum okulda yazar geldi diyerek beni gururla ayakta karşılayan hocalarım, ego yapınca susturun şu yazarı diyerek dalga geçen arkadaşlarım, yazar oldun havalandın diyerek beni gıcık eden kardeşlerim… Yani herkesin hayatında Merve’ydim şimdi yazarım, her ne kadar kendimi yazar olarak göremesem de. Sizden bağımsız gelişen değişimler bunlar. Herhalde zamanla alışırım. :)

5)Yazarken nelerden ilham alırsın? 
- Beni en çok etkileyen müziklerdir. Sözsüz müzik dinlemeyi çok severim o yüzden ya da yabancı. Tamamen adapte olurum, müzikle birlikte büyülü ve bu dünyadan uzak olan o evrene adım atarım. Onun haricinde duyduğum bir olay ya da gözümün önünde gerçekleşen herhangi bir olay bile bana ilham verebilir. Çoğu zaman arkadaşlarımla konuşurken yazdığım hikayelere şekil veririm. Aşktan Sabıkalı’nın kilit noktasında babamla konuşmuştum mesela. Oturttum babamı karşıma, dedim ‘baba konuş’, o anlattı ben dinledim ve bir baktım kitabın sonuna gelmişiz.

 6)Kitabındaki karakterler polis, bu mesleği seçmenin özel bir sebebi var mı? 
- Belli bir nedeni yok ama askerlere ve polislere özel bir saygı, sevgi beslerim içten içe. Hayranlığım baskın geldi diyelim. :)


7)Kurgularını nasıl oluşturursun? Zorlandığın zamanlar olduğunda neler yaparsın? 
- Kurgularım genelde yarım yarım oluşur. Mesela iki yıl önce kurguladığımı bugün tamamlayıp yazmaya başlayabilirim. Çok güzel bir konu bulup onu tamamlanmış hissedene kadar bekletebilirim. Ki çoğu zaman böyle oluyor. Birden düşünüp başladığım kurgum yok, hatta zamanla daha sık eleyip sık dokuyan biri olmaya başladım. Bu da beni zorluyor tabi, her şey tamamlanana kadar başlayamıyorum. Yazarken zorlandığım zamanlarda da dediğim gibi arkadaşlarımla, ailemle konuşurum. Her konuda bilgi sahibi ya da fikri olan birilerini bulup onlara sormam gerekenleri sorarım. Böylece engeller ortadan kalkana kadar düşünür önüm açılınca da yazmaya devam ederim. 

 8)Karakterlerin alışık olduğumuz tarzın biraz dışında. Oluştururken çevrenden mi esinlendin yoksa tamamen hayal ürünü mü? 
- Şöyle bir gerçek var ki hiçbiri çevremdeki insanlara benzemiyor. Ama hepsinde esinlendiğim birileri mutlaka olmuştur. Savaş’ta ilk aşkını unutamayan tüm erkeklerden esinlendim, Bihter’de çocukluğunu yaşayamamış bütün kadınlardan, Buse’de bütün çocuklardan… Yine de yüzde yetmişi kurgusal olması nedeniyle hayal ürünü. :) 

9)Kendine örnek aldığın bir yazar var mı? Varsa kim?
-Guillaume Musso tarzıyla kendime örnek aldığım yazar. Duruşu ve güçlü kurgularıyla da Selvi Atıcı’yı bir idol olarak görüyorum.

 10)Okurluktan yazarlığa geçisin nasıl oldu? Dışarıdan biri gibi bakınca yazarlığını nasıl değerlendiriyorsun? 
- Çocukluğumdan beri kitap okumayı seven biriyim. Yazarlığa geçişim de bu ikisi arasında oldu. Hem okuyup hem yazıyordum. Bir de küçük yaşta başladığım için o geçişin nasıl olduğunu, alışmakta zorlanıp zorlanmadığımı pek hatırlayamıyorum. Sanki doğduğum günden beri okuyup yazıyormuşum gibi geliyor bazen. Dışarıdan bakınca kendimi çok acımasız değerlendiriyorum. Bu yüzden çoğu zaman morale ihtiyacım oluyor. Özgün ve sağlam bir kurgu ortaya çıkarmaya çalışırken duygusal açıdan kendime yenik düştüğüm zamanlar oluyor.

11)Herhangi bir kitabın içine girme şansın olsa hangi kitap olurdu? 
 -Hayatımda aldığım en güzel soru bu! Hım… Judith McNaught’ın kitaplarına girmek isterdim. Kadının naif kalemini çok seviyorum, kitaplarına ise hastayım! Böyle kabarık elbiseler, at arabaları, locadan izlenen tiyatrolar ve tadından yenmeyen kız erkek atışmaları! Atın fırlatın beni tarihi kurguları olan herhangi bir kitaba! :) 
12)Hayal dünyanın bu kadar büyümesine sebep olan olay nedir?
-Okumak ve düşünmek. Çocukluğumdan beri deli gibi hayal kurarım. Bu röportajı yaparken bile beynimin bir köşesindeki o kapı hep açıktır. Hayal kurarken kendimi asla dizginlemem. Uzaya bile giderim yani nasılsa bedava! Hayal benim dünya benim kafasındayım yani! :)
13)Kitaplarındaki karakterler seni mi yansıtır yoksa tamamen zıt karakterler midir? 
- Her zaman benden uzak insanlardır. Arkadaşlarım bazen beni karakterlerime benzetirler ama yalnızca birkaç yönden ya da söyledikleri birkaç sözden dolayı. Ama bana göre hiçbir karakterim ben değil, ya da ben hiçbir zaman onlar olamayacağım. Böylesi daha rahat ve sağlıklı. 

 14) Yazar kimliğinin dışında neler yapmaktan hoşlanırsın, yazmak gibi okumayı da sever misin?
-Okumaya bayılırım mümkün olduğunca da dolu zamanlarımda okurum. Öyle olunca daha fazla zevk alıyorum okuduğumdan. Onun haricinde kitaplığımı düzenlemeyi çok severim. Tam bir meditasyon! Gezmeyi severim, arkadaşlarımla buluşup saatlerce konuşmaya bayılırım. Ailemle zaman geçirmekten de fazlasıyla hoşlanırım. Annemle sabah dedikodularımız vazgeçilmezlerimizdendir. :) Söz konusu kitapsa alışveriş yapmayı severim. 

 15) Bir okur olarak kitap alırken nelere dikkat edersin? 
-Başta türüne ve yazarına, sonrasında yayınevine, son olarak da yorumlara dikkat ederim. Eğer yorumuna güvendiğim arkadaşlarım okumuşsa kesinlikle onlara sorarım. Benim tarzımı bildikleri için sevip sevmeyeceğimden emin bir şekilde bana yön verebiliyorlar, bu da cebimdeki deliğin büyümesini önlüyor tabi! Önüme gelen her kitabı almıyorum. 

 16) Sürekli takip ettiğin, ne yazsa okurum dediğin bir yazar var mı? 
-İlk aklıma gelenler Guillaume Musso, Marc Levy, Emrah Serbes, Murat Menteş, Selvi Atıcı, Zülfü Livaneli, İhsan Oktay Anar, Zeliha Eren. 

17) Okuduğun kitaplardan seni en çok etkileyen hangisidir? 
-Bu kitabı ben yazsaydım diye düşündüğün bir kitap oldu mu? Murat Menteş’in bütün kitapları için aynı şeyi düşünüyorum. Mümkün değil Menteş gibi yazamam ama yazsam da nasıl olurdu diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. Yazarın beynini açıp incelemek istiyorum, o derece! 

18)Bihter’in yerinde olsan ne yapardın? 
- Hangi konuda sorulmuş bir soru emin olamadım ama Bihter’in yerinde olsam Savaş’ı ölümüne süründürürdüm. ;)

19)Bildiğim kadarıyla Aşktan Sabıkalı seri olacak. Serinin diğer kitapları hakkında bize bilgi verebilir misin? Hangi karakterlerin hikayelerini okuyacağız? 
- Seri iki kitaplık olacak. İlk kitap Bihter ve Savaş’ın, ikinci kitap ise Şebnem ve Atakan’ın. İkinci kitap için henüz yazmadığımdan büyük konuşmak istemiyorum ama çok sağlam şeyler düşünüyorum. Atakan benim favori karakterim olduğundan onu çok güzel yazmak istiyorum, Şebnem ise çözülmesi gereken bir bulmacanın vücut bulmuş hali gibi onu çözerken hepimiz çıldıracağız.


ENLER 
 En sevdiğin kitap? 
 -Jane Eyre, Sinekli Bakkal, Aşk ve Gurur. (Bu soruya tek kitap ismi verebilen var mı?) 
 En sevdiğin yazar? 
 -Guillaume Musso, Marc Levy, Murat Menteş, Selvi Atıcı. 
 En sevdiğin film? 
 -Ejderha Dövmeli Kız serisi. 
 En sevdiğin şarkı – şarkıcı? 
 -Sezen Aksu, Teoman. 
En sevdiğin yemek? 
 -Pilav üstü fasulye. 
 En sevdiğin renk? 
 -Lacivert. 
 En sevdiğin hayvan? 
 -Hayvanlarla aram yok ama yunusları çok seviyorum. 


 Benim sorularım bu kadar zaman ayırıp cevapladığın için teşekkür ederim. :)
Bu keyifli söyleşi için çok teşekkür ederim! Geveze Kalemler ekibiyle gevezelik etmek gibisi yok! ❤


4 yorum: