Kardeşimin Hikayesi - Zülfü Livaneli | Kitap Yorumu + Alıntılar

, , 2 comments


Kitabın Adı : Kardeşimin Hikayesi
Yazarı : Zülfü Livaneli
Yayınevi : Doğan Kitap
Sayfa Sayısı : 334
Basım Yılı : 2013

Yıllar önce Serenad romanını okuduğumda tanışmıştım Zülfü Livaneli'nin kalemiyle, çok da sevmiştim. 
Sonrasında arkadaşımla sohbet ederken Kardeşimin Hikayesi kitabını okuduğunu ve çok beğendiğini, muhakkak okumam gerektiğini söyledi. O andan itibaren sürekli alıp okumak istesem de bir türlü  nasip olmamıştı ta ki geçtiğimiz günlere kadar. Sahafta uygun fiyata bulunca aldım ve hemen okumaya başladım. 

50 yaşlarında emekli inşaat mühendisi, münzevi bir kitap kurdu Ahmet Arslan ile tanışıyoruz ilk sayfalarda ve uyanır uyanmaz aldığı komşusu Arzu'nun cinayete kurban gittiği haberi ile başlıyor hikaye.
Ahmet bey, sıradan bir karakter değildir. Mor tavşanlar ile ilgili görüleri olan, insanlara dokunamama hastalığı olan bir insanın normal olmasını bekleyemeyiz sanırım. 
 İlerleyen sayfalarda bir karakter daha ekleniyor. Arzu'nun cinayetini araştıran meraklı ve genç gazeteci kızımız.
Cinayet hakkında bilgi toplamaya geldiği evde karşılaştığı bu sıra dışı adamın anlattığı şeyler karşısında merakına karşı koyamayacaktır. Ahmet ise ilgisini çeken bu genç kızın yanında kalması için bir karar verir; ona kardeşi Mehmet'in hikayesini anlatacaktır. Podima, İstanbul, Moskova ve Minsk arasında gidip gelen bu insanların hikayelerinin kesiştiği bu noktadan sonrası oldukça karmaşık, nefes kesici ve merakı hep taze tutacak olaylar zinciridir.

Bir yandan cinayetin ardındaki sır perdesinin aralanmasını isterken diğer yandan da Mehmet'in yürek burkan aşk hikayesini öğrenmek için sabırsızlandım diyebilirim. Tahmin ettiğim birkaç yer olsa da genel olarak her bir sayfada daha da şaşırarak okudum. Edebiyat ile ilgili konularla ve psikolojiyle harmanlanmış polisiye tarzdaki bu roman beni her anlamda kendine hayran bıraktı. Anlatıma ise diyecek tek lafım yok çünkü 250 sayfayı tek oturuşta okuyup bitirmem size ne kadar akıcı olduğunu ispat edecektir diye düşünüyorum. 
Livaneli'yi daha önce okumadıysanız tanışmak için bu kitabın çok iyi bir tercih olacağını düşünüyorum. Diğer kitaplarını okuyup Kardeşimin Hikayesi'ni okumadıysanız daha fazla vakit kaybetmeden alıp okumanızı tavsiye ederim. ♥  


ALINTILAR

"Başlangıçta psikolojiden, felsefeden, bilimden medet ummuş ama onlarda aradığımı bulamamıştım. Sinema da çok yüzeysel geliyor, bana ihtiyacım olan eğitimi sağlamıyordu. Bunun üzerine anladım ki insan soyunun duygularını anlatan, psikolojik derinliklerine inebilen tek birikim vardır: O da edebiyat." 

♥♥♥

"İnsan soyu zayıf, kırılgan, ölümlü, her türlü hastalığa, kazaya, acıya açık ama kendini avutarak yaşıyor, bunları unutuyor. İşte anahtar kelime bu; hayatın özü, büyük sırrı; olmazsa olmazı: Unutmak. Eğer unutmak diye bir şey olmasaydı, yaşam da olmazdı."

♥♥♥

"Bak" dedim ve ona şu hikayeyi anlattım: "Bir inek düşün, ne dünün anlamı var onun için ne de yarının. Sabahtan akşama kadar yiyor, içiyor, sindiriyor, dinleniyor, ertesi gün yine aynı şeyleri yapar. O ana bağlı olarak yaşıyor. Ne hüzün var, ne merak, ne kaygı, ne de can sıkıntısı. Sorsan ineğe, desen ki, 'Niye bana mutluluğundan söz etmiyorsun da öylece bakıp duruyorsun?', sana der ki: 'Ne söyleyeceğimi hep unutuyorum.' Sonra bu cevabı da unutur ve sessizliğe gömülür."


2 yorum:

  1. Gerçekten güzel bir kitap. Akıcı ve kendine çeken bir doğası var. Sanırım sonunu merak etmekten kaynaklanan bir çekicilik. ;)

    YanıtlaSil