Kitabın Adı : Beni Özle Olur Mu?
Yazarı : Berrin Karapınar
Yayınevi : Müptela Yayınları
Sayfa Sayısı : 207

Herkese merhaba! Uzuun bir aradan sonra yeni bir kitap yorumuyla karşınızdayım. Daha önce de bahsettiğim gibi okulum çok yoğun ve bu sebepten kitap okuma vaktim kısıtlı oluyor. Karanlığın Külleri'nden sonra Uyumsuz Serisinin ikinci kitabı Kuralsız'ı okudum ama onun yorumunu girmeyeceğim, belki tüm seriyi okuduktan sonra toplu bir yorum girerim. Kuralsız'dan sonra Beni Özle Olur Mu? kitabını 1 gün gibi kısa bir sürede bitirdim ve onu yorumlayacağım. Neyse lafı fazla uzatmadan kitabın konusuyla yorumuma başlıyorum. :)

Kitabın Adı : Karanlığın Külleri
Yazar : İlknur Birdal
Yayınevi : Postiga Yayınları
Sayfa Sayısı : 424

"Unuttum dersin yine hatırlarsın. Böyledir sevda; sevmedim dersin kalbin, sevdim dersin gözlerin ihanet eder."

Merhaba, yeni bir kitap yorumuyla karşınızdayım. :)
Bu aralar okul dolayısıyla fazla kitap okuyamıyorum ve bu durum beni çok üzüyor. Bu güzelim kitabı bir oturuşta bitirebilecekken neredeyse bir haftaya yayıldı. Neyse şikayetlerimi kendime saklayıp yorumuma başlasam iyi olacak sanırım. :)


Kitabın Orijinal Adı : Bird Box
Yazar : Josh Malerman
Çevirmen : Aslı Dağlı
Yayınevi : İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı : 336

"Dışarıda bir şey var... 
Görülmemesi gereken korkunç bir şey... Ona atılan bir bakış  kişiyi deliliğe sürüklüyor. Ne olduğunu ve nereden geldiğini kimse bilmiyor."

Herkese merhabalar!
Yeni bir kitap yorumuyla karşınızdayım. İthaki Yayınları'ndan çıkan Kafes kitabını duymayan kalmamıştır sanırım. :) 
Ben de kitap hakkında o kadar çok yorum duydum ki okul-ders yoğunluğuma rağmen araya sıkıştırıp okudum. Değerlendirmeme geçmeden önce tanıtım yazısını paylaşmak istiyorum. Konusunu kendim anlatmayı deneyince acayip şekilde spoiler verdiğim için çözümü bu yolda buldum. :)




Kitabın Orjinal Adı : Ember Island 
Yazar: Kimberley Freeman
Çevirmen : Duygu Parsadan
Yayınevi : Arkadya Yayınları
Sayfa Saysı : 478

"Göz ardı ettiğiniz gerçekler er ya da geç çıkar karşınıza tamamlanmak için.Yüzleşin ki ruhunuz arınsın."

Herkese merhaba! :)
Bayram ve sonrasında okula geliş, dersler derken okumaya fırsat bulamadığım Kor Adası kitabını bitirmiş bulunuyorum. Böyle güzel bir kitabı okumayı uzattığım için üzgün olduğumu da belirtmek isterim.

Kitabın Orijinal Adı : Lola and the Boy Next Door
Yazarı : Stephanie Perkins
Çevirmeni : Aslı Tümerkan
Yayınevi : Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı : 320

"Geçmişinde kalan çocuk, gelecekteki aşkı olabilir mi?"

Merhabalar ve herkese iyi bayramlar! :)

Yabancı Yayınları’nın Lola ve Komşu Çocuk kitabını çıkaracağını öğrendiğim an merak içinde beklemeye başladım. Kitap hakkında paylaşımlar gelmeye başladıkça merakım daha da artmıştı. Hele ki cildini ve ayracını görünce aşık oldum desem yalan olmaz. Sizce de çok tatlı değiller mi? Kitap çıktı, ben de hemencecik okudum ve yorumuyla karşınızdayım! :)  


Kitabın Orijinal Adı : Lighthouse Bay
Yazarı : Kimberley Freeman
Çevirmeni : Duygu Pasadan 
Yayınevi : Arkadya Yayınları
Sayfa Sayısı : 486

“Bilemeyiz, belki de karanlıklardır bizi ışığa kavuşturan ve o ışığa tutunmamızı sağlayan…”

Merhabalar! :)
Arkadya Yayınları, Kimberley Freeman’ın yeni kitabı Kor Adası’nı geçtiğimiz günlerde çıkardı. İlk kitabı Kır Çiçeği Tepesi’ne hayran kalmıştım. İkinci kitabı Deniz Feneri Koyu elimde olmasına rağmen bekletiyordum ve yeni kitabın çıkacağı haberini alınca okuma kararı aldım ve şimdi de yorumumla karşınızdayım! :)

Kitabın Orijinal Adı : Consequences
Yazarı : Aleatha Romig
Çevirmeni : Gizem Yeşildal 
Yayınevi : Arkadya Bitter
Sayfa Sayısı :  648
Seri : Tutku Oyunları #1

"Aşk, günahlarla yoğrulmuş bir oyunu bozabilir mi?

Claire Nichols, kusursuz hayatların, büyülü masalların ardında en kötü kabusların yaşanabileceğinden habersizdi. Ta ki onunla tanışana kadar; Anthony Rawlings. Zorba, acımasız, gözü kara. Fakat aynı zamanda zengin, kibar, güçlü ve nefesleri kesecek kadar yakışıklı.
Parıltılı yaşamların gürültüsünden uzak, sıradan bir barmen olan Claire, onun tatlı tuzağına düştüğünde ise artık her şey için çok geçti. Nefretin bile çekici geldiği bu dünyada, tutku ve şehvet dolu bir oyunun en önemli parçasıydı artık.
Bu oyunun sınırları yok ama kuralları var. Hayatta kalmaksa ancak kurallarla mümkün."

Herkese merhaba! Yeni bir kitap yorumuyla karşınızdayıım. :)

Arkadya Yayınları’nın yeni markası Arkadya Bitter’in ikinci kitabı olan Tutku Oyunları’nı okudum ve sıcağı sıcağına yorumlamak istedim. Ufak spoiler'lar olabilir, hazırlıklı olun (kendimi tutamıyorum üzgünüm!) Ve başlıyorum!  :)



Giriş kısmında yer alan bu uyarı notu kitap konusunda biraz endişelenmeme neden oldu açıkçası ama okudukça anladım ki bu endişem boşunaymış. Şöyle ki yazar cinselliği yüzeysel anlattığı için rahatsız edici değildi. Fiziksel ve psikolojik şiddet kısımları için aynı yorumu yapamayacağım ne yazık ki. Özellikle psikolojik şiddet çok fazlaydı ki bu durum zaman zaman kitabı okumaya ara vermeme sebep oldu.

Başlarda Claire’ı kaçırıp cinsel taciz, fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayan Anthony’nin tam anlamıyla bir psikopat olduğunu düşündüm. Bir insan durup dururken neden böyle bir şey yapar ki diye düşünüp durdum. Flashback’ler başlayınca haliyle kafamda fikirler oluşmaya başladı ama kitabın sonuna kadar tam anlamıyla bağlantı kuramadım. Ayrıca Claire’in tepkisizliği hatta kitabın ilerleyen kısımlarında Anthony’den hoşlanmaya başlaması kitabı okuyan çoğu kişi gibi benim de aklıma Stockholm sendromunu getirdi. Bu durum kitabı farklı bir boyuta çekerek şiddeti ve tacizleri azaltınca kafamda soru işaretleri oluşmaya başladı ki kitabın yarısına henüz gelmiştim. Acaba devamında ne olacak, bu kitapta her şey çözüme ulaştı gibi devam kitaplarında ne anlatılabilir ki diye düşünmeye başlamışken olaylar öyle bir hal aldı ki macera romanı okuyor hissine kapıldım. Kafamda oluşan soru işaretleri çözüme kavuşurken insanın ailesi uğruna neler yapabileceğini gördüm/okudum. Hele ki yazar öyle bir son yazmış ki kitabın kapağını kapattığım an “helal olsun!” ve “ hemen bana ikinci kitabı verin!” demeye başladım. Umarım serinin devam kitapları için çok beklemeyiz. :)




Son olarak kitabın kapağı hakkında yorum yapmak istiyorum. Yayınevi orijinal kapak ya da görsel kullanmak yerine her seri için farklı renkte kapaklar kullanma kararı almış. Bu durumdan memnun olan da var karşı çıkan da. Ben memnun olan taraftayım, özellikle kitabın kapak rengine bayıldım.(Mor yani nasıl bayılmam, mor!! :) ) Tek şikayetim yazıların yaldızlı kabartma şeklinde yazılması. Bu yazılar ne yazık ki çok çabuk siliniyor ve güzelim kitaplar mahvoluyor. :( Yayınevi umarım bu konu da sesimi duyar  ve gerekeni yapar diyorum. :)
Neyse uzun lafın kısası diyorum ki; siz bu kitabı alın, okuyun. Okurken sizi rahatsız eden ufak tefek bölümler elbette olacaktır ama kitabın sonuna geldiğinizde her şey bir yana bırakıp devamında neler olacak diye düşünüp duracağınıza ve benim gibi devam kitapları için sabırsızlanacağınıza eminim. :)
Kitaba puanım : ❤❤❤❤❤

Merhabalar! :)
Gonca'nın Kitaplığı (http://goncaninkitapligi.blogspot.com.tr/) blogu beni mimlemiş. Blogum daha çok yeni olduğu için böyle bir etkinlik yapamamıştım.Bunun için Gonca'ya teşekkür ederim! :)




1) Bu aralar hiç durmadan dinlediğin bir şarkı var mı yani bağımlılık yapan? 

Bu aralar hiç durmadan dinlediğim şarkı yok açıkçası ama Buray'ın yeni ve ilk albümü Bir Şişe Aşk'taki şarkıları çok sık dinliyorum. 

2) En son ne zaman yaralandın veya başına kötü bir şey geldi?

Düşündüm de uzun zamandır başıma kötü bir şey gelmemiş veya yaralanmamışım. Ne güzel! :)

3) Seni en çok ne kızdırır? (Sanalda/Gerçekte)

İki yüzlülük ve karşısındaki insanı dikkate almayanlar. 

4) En son ne zaman bir şeyi izlerken veya yaşarken duygulandın ve ağladın?

Geçtiğimiz hafta Bana Adını Sor filmini izledim. Çok duygusal bir filmdi, karakterlerin yaşadıkları duygulanmama neden oldu fakat ağlamadım. Bir de okulum bu hafta açıldığı  için dün ailemden ayrıldım, herkes gibi ayrılırken duygulandım ama  ağlama dönemlerini atlattığım için ağlamadımm! :) 

5) Kendini 3 kelimeyle tanımla?

Sakin, kitapsever ve çikolata manyağı (4 kelime oldu ama idare edin :D )

6) Evde boş boş otururken ne yaparsın? 

Müzik dinlerim. Dizi ya da film izlerim. Bunların hiçbirini yapasım yoksa booktuber arkadaşların videolarını açıp izlerim. Özellikle kitap alışverişi videolarına bayılıyorum! :)

7) En sevdiğin blogger kim?

Pensieve blogunun sahibi Nihan'ı seviyorum. Tanışmıyoruz ama videolarını da takip ettiğim için tanıyormuşum gibi hissediyorum. :)

8) Hayatta en çok neyi seversin?

Tabi ki de ailemi! 

9) Diyelim ki suçsuz yere suçlanıyorsun, onlara ne dersin ?

Neyle suçlandığıma bağlı sanırım. Bazı durumlarda kendimi savunurum bazı durumlarda da hiç konuşmam bile. 


Ben kimseyi mimlemiyorum. Eğer blogunuz varsa ve bu etkinliği yapmak isterseniz ben mimlemişim gibi yapabilirsiniz ;) 

                               Sevgiyle Mor Düşler Kızı ❤