dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

 


Tür: Romantik Komedi, Fantastik, Dram
Yayıncı: Amazon Prime
Bölüm Sayısı: 12
Bölüm Süresi: Ort. 50 dk
Dili - Ülkesi: Korece - Güney Kore
Oyuncular: Park Min Young, Na In Woo, Lee Yi Kyung, Song Ha Yoon, Lee Gi Kwang, Gong Min Jung

MARRY MY HUSBAND KONUSU
Yıllarını sorumsuz kocasıyla geçiren ve hayatını devam ettirebilmek için tüm gücüyle çalışan Kang Ji Won, kanser tedavisi görürken az bir ömrü kaldığını öğrenir. Aldatıldığına dair şüpheleri olan Ji Won, kanıt ararken kocasının onu en yakın arkadaşıyla aldattığını öğrenir. Bu olay sonucunda trajik bir şekilde öldürülen genç kadın, mucizevi bir şekilde 10 yıl öncesinde eşiyle evlenmeden önceki döneme gözlerini açar.
Her şeyin farkında olarak hayata yeniden başlayan Kang Ji Won'un kocasından ve yakın arkadaşından intikam almak için yaptıklarını konu alıyor.

KARAKTERLER / OYUNCULAR
Park Min Young, Kang Ji Won karakterini canlandırmakta.
Ji Won, hayatı zorluklarla geçen ve ona zarar veriyor da olsa hayatındaki insanlara katlanarak geçiren bir kadın. Bütün bu fedakarlıklarına rağmen kocası onu en yakın arkadaşıyla aldatır. Tüm bu zorluklara dayanamayan genç kadın kanserinin ileri seviyede olduğunu ve kısa bir ömrü kaldığını öğrenince kocasından intikam almak ister. Tam bu noktada kocası ve arkadaşı tarafından trajik bir şekilde öldürülür.
Bir şekilde ona yeniden yaşama şansı verilir ve Ji Won intikam için tabiri caizse kollarını sıvar. İntikam alma sürecinde Kang Ji Won'un nasıl geliştiğini ve iyileştiğini, öz benliğini bulduğunu görüyoruz. 

Na In Woo, Yoo Ji Hyeok karakterini canlandırmakta.
Ji Hyeok, Ji Won'un çalıştığı şirketin yöneticilerinden birisi ve aynı zamanda onun çalıştığı bölümün şefi.
Kang Ji Won'a olan hisleri sebebiyle genç kadına destek olan hepimizi kendine hayran bırakan bir karakter kendisi. :)
Başlangıçta biraz sert ve eski moda tarzıyla şaşırtsa da gizemli hallerinin altından aşık olunacak bir adam çıktı. ^^


Lee Yi Kyung, Park Min Hwan karakterini canlandırmakta.
Min Hwan, Kang Ji Won'un kocası. Biraz ağzımı bozacağım kusura bakmayın ama kendisi şerefsizliğin vücut bulmuş hali. Kendisi evde keyif yapıp borçlar yaparken, Ji Won gece gündüz çalışıp hayatlarını sürdürmeye, borçları ödemeye çalışıyor. Ölüm döşeğinde olan karısıyla ilgilenmek yerine onu en yakın arkadaşıyla aldatacak kadar karakter yoksunu birisi.
Her bölümde karaktere sövüp saysam da oyuncunun başarısını inkar edemem. Kötü bir karakteri bu kadar başarılı canlandırıp kendisinden iliklerimize kadar nefret etmemizi sağladı. :D


Song Ha Yoon, Jung Soo Min karakterini canlandırmakta.
Soo Min, Kang Ji Won'un en yakın arkadaşı. Onu çok seviyor ve düşünüyor gibi görünse de içten içe Ji Won'u kıskanıyor, onun sahip olduğu her şeyi elinden almak için türlü oyunlar çeviriyor. Görünce bile sövmeye başladığım biri, nefret ettiğim karakterler listesinde 1 numaraya oturdu diyebilirim. 
Song Ha Yoon, sanki bu karakter için doğmuş. Duruşu bile o kadar sinsi ki, hiçbir şey yapmadan izleyenin sinirlerini bozacak kadar başarılı bir oyunculuğu var.


YORUMUM;
Mutlu akşamlaar! :)
Çoktandır Kore dizisi paylaşımı yapmadığımı fark ettim, bu açığı kapatmamız lazım değil mi ama? ^^
Bu yazımda bahsedeceğim Marry My Husband, aynı isimli webtoondan uyarlama bir Kore dizisi. Tanıtımları o kadar ilgi çekiciydi ki, dizi yayına girdiği an bizde güncel olarak izlemeye başladık. Daha ilk bölümden sinir krizleri geçirsem de Kang Ji Won intikam için neler yapacak, planları gerçekleşip şerefsiz kocasından kurtulabilecek mi acaba merakıyla yeni bölümlerini bekledim ve heyecanla izlemeye devam ettim. 
Ji Won intikam planları yaparken hayatı boyunca yaptığı hatalarında birer birer farkına varır. Kendisine destek olduğunu düşündüğü kişilerin aslında hayatını mahvettiğini, çok başarılı ve sağlıklı bir hayat sürebilecekken zorluklarla ve hastalıklarla baş etmek zorunda kaldığı gerçeğiyle yüzleşir ve bunu tersine çevirmek için çalışmalarına başlar. Hayatını mahveden bu insanlardan ve onu ölüme götüren kaderini, sırtından bıçaklayan yakın arkadaşı sandığı Soo Min'e devretmek için tüm adımlarını yavaş ve emin bir şekilde hesaplar. Bu konuda sürpriz bir destekçisi, Yoo Ji Hyuk çıkagelir.
Ji Hyuk'un varlığı, Kang Ji Won için hayata yeniden başlaması kadar güzel bir detaydı bence. Ona olan sevgisi ve desteği beni çok etkiledi. Gerçekte de böyle adamlar olsa da karşıma çıksa ne güzel olurdu düşüncesiyle izledim vallahi. :D
Ona destek olan ve gerçek arkadaşlığı bulduğu Yoo Hee-Yeon ve Yang Jo-Ran'ı da unutmamak gerek. İki karakterde o kadar tatlı ve iyiydi ki. Onların sahnelerini izlerken gerçek arkadaşlığı hissedebilirsiniz. :)
Ji Won'un intikam almasını ve Ji Hyuk'un güzelliğini izlerken ne kadar keyif aldıysam Min Hwan ve Soo Min karakterlerini izlerken o kadar sinir ve nefret doldum. Karakterler o kadar kötü ki, izlerken siniri ve nefreti iliklerime kadar hissettim. İzlerken kötü karakterlere en çok sövdüğüm dizi Marry My Husband'dır diyebilirim, o derece.
Dizinin iyi yönlerinden bahsettim, biraz da olumsuz yönlerini konuşalım;
Bir noktadan sonra webtoondan farklı bir şekilde ilerlemeye başlıyor. Diziyi uzatmak amacıyla webtoonda olmayan bir karakter dahil edilmişti ve gereksiz olduğunu düşündüğüm entrikalı olaylar yaşandı. Bu durum beni rahatsız etti ve birkaç bölümü izlemeden final bölümünü izledim.
Dizilerde yan karakterlerin hikayelerini de izlemeyi seven biri olarak gereksiz entrikalar yerine webtoondaki gibi yan karakterlerin hikayelerine biraz daha yer verilse daha hoş olurdu diye düşünüyorum. 
Marry My Husband, sinir krizleri eşliğinde izlemiş olsam da genel olarak keyif aldığım bir dizi. Özellikle intikam kısımlarını izlerken tabiri caizse içimin yağları eridii. :D
Yukarıda bahsettiğim gereksiz uzatılma durumu olmasaydı favorilerim arasına bile girebilirdi.
Aldatılma, intikam konulu dizileri seviyorsanız şans verebilirsiniz. :)



 


Tür: Romantik, Komedi, Gençlik
Yayıncı: Netflix
Bölüm Sayısı: 1 Sezon / 8 Bölüm
Bölüm Süresi: 25 Dakika
Oyuncular: Austin Abrams, Midori Francis, Keana Marie, Troy Iwata, Glenn Mccuen, Dante Brown, Jodi Long

KONUSU
Bize Çıkan Yollar (Dash and Lily), David Levithan ve Rachel Cohn 'un aynı isimli kitabından uyarlama Noel temalı bir gençlik dizisi. 
İlişkiler konusunda pek başarılı olmayan Lily, ağabeyinin önerisi ile çılgın bir plan yapar. Kırmızı defterine cesaret gerektiren görevler yazarak en sevdiği kitapçının rafına bırakır. Onun için doğru erkeğin defteri bularak bu görevleri yerine getireceği düşüncesi ile beklemeye başlar.
Bu kitapçının müdavimi olan alaycı ve meraklı Dash, raflar arasında dolaşırken kırmızı defteri bulur. Noel kutlamaları yüzünden keyifsizken karşısına çıkan bu meydan okuma defteri onu heyecanlandırır. Birbirini tanımayan Dash ve Lily bu defter aracılığıyla hem çılgın görevler ile birbirlerine meydan okuyup hem de yavaş yavaş birbirlerini tanımaya başladıkları bir maceraya atılır.

KARAKTERLER

Austin Abrams, Dash karakterini canlandırmakta.
Dash, ebeveynleri boşandığı için kendini yalnız hisseden ve arkadaş çevresi olsa da iletişim olarak kendisini soyutlamış, zeki ve düşünceli biri olsa da alaycı ve kibirli davranan bir karakter. Noel'den nefret eden Dash, kutlamalardan ve herkesten uzakta kalma planları yaparken Lily'nin kırmızı defterini bulunca heyecanla içindeki görevleri yapmaya koyulur.


Midori Francis, Lily karakterini canlandırmakta.
Lily, küçükken yaşadığı bazı durumlar sebebiyle sosyalleşme konusunda zorluk yaşayan, sadece ailesiyle vakit geçirmekten hoşlanan renkli bir karakter. 
Sempatik biri olsa da çekingenliğinden dolayı duygusal bir ilişkide yaşamadığı için ağabeyinin tavsiyesi ile kırmızı meydan okuma defteriyle hayatının aşkını bulmayı dener. Fakat hayatın onun için farklı sürprizleri vardır.


Merhabalar blog arkadaşlarım :)
2024 yılının 2 haftasını geride bıraktık bile ama yeni yılınızı kutlamak isterim. Umarım yeni yıl hepimiz için güzellikler getirir. ♥
Bu defa arayı biraz fazla açtım farkındayım ama bir türlü fırsat bulup uğrayamadım. İki aylık bir moladan sonra geri döndüm, umarım bundan sonra daha sık buralarda olabilirim. ^.^
Görüşmeyeli sizler nasılsınız? Umarım her şey yolundadır. :)
Bugün izlediğim bir mini diziden bahsetmek istedim, lafı daha fazla uzatmadan başlıyorum! :)
Bize Çıkan Yollar (diğer adıyla Dash & Lily) kardeşimin önerisi ile izlemeye başladığım bir dizi oldu. Bize Çıkan Yollar ismiyle dilimize çevrilen kitaptan uyarlanan yeni yıl temalı, keyifli zaman geçirmemi sağlayan tatlı bir gençlik dizisiydi. Kitabını henüz okumadım ama diziyi izledikten sonra okuma fikrini aklımın bir köşesine not ettim. :)
Oyunculuklar ve kurgusal anlamda fazla beklentiye girmeden izlenebilecek, yeni yıl temalı filmler gibi olduğunu söyleyebilirim. Hatta itiraf etmem gerekirse Dash ve Lily'i canlandıran oyuncuları uyum olarak pek yakıştıramadım. 
Sadece kırmızı defter üzerinden haberleşmeleri, birbirlerini görmeden ve de tanımadan meydan okumaları keyifli olan kısımlardı. Ben mektuplaşma ya da bu tarz yazıyla haberleşme yollarını heyecan verici bulduğum için izlerken keyif aldım.
Karakterlerin sosyal anlamda birbirlerini geliştirmeleri de hoş bir detaydı. Sadece dizinin sonunu biraz daha farklı beklerdim, birazcık havada kalmış gibi hissettim. Kitabı okumadığım için kıyaslama yapamıyorum fakat Dash and Lily 3 kitaplık bir seri olduğundan ilk kitabın bu şekilde bitmiş olması olası bir durum. Uyarlama olduğu için ilk sezonun bitişi de onunla paralel gidebilir fakat devam sezonu olmayacağını öğrendiğim için havada kalmışlık hissi yaşadım. Devam etmeyeceği planlandıysa buna yönelik düzenleme yaparak çekebilirlermiş sanki.. :)
Yılbaşı temalı ya da gençlik türünde sizi yormadan izleyebileceğiniz bir şeyler arıyorsanız şans verebileceğiniz bir yapım. Dizi yerine kitaplarını okumak daha keyifli olacaktır belki de, karar sizin. :)

Kitabı okuyanlar varsa fikirlerini benimle paylaşsın lütfen. ♥

  

 

 

Tür: Romantik, Dram
Yayıncı: Netflix
Bölüm Sayısı: 12
Bölüm Süresi: Ort. 50 dk
Dili - Ülkesi: Korece - Güney Kore
Oyuncular: Im Si-wan, Kim Seol-hyun, Shin Eun-soo, Bang Jae Min, Park Ye Young


KONUSU 
Lee Yeo Reum, annesinin vefatından sonra şehir hayatının ve iş dünyasının onu çok boğduğunu fark eder. Bütün her şeyini geride bırakarak birkaç parça eşya ile küçük bir sahil kasabasına taşınmaya karar verir. Elindeki birikimi ile burada huzurlu bir hayat sürmeyi planlarken, ölüm tehditleri almaya başlar. Herkesin birbirini çok iyi tanıdığı bu kasabada onu tehdit eden kötü adamı bulmaya çalışır.



Kim Seol Hyun, Lee Yeo Reum karakterini canlandırıyor.
28 yaşındaki genç kadın, çalışma hayatına yeni başlamış olsa da üstlerinin ona yaptığı baskılar ve üzerine binen iş yükü sebebiyle zorlu zamanlar geçirmektedir. Annesini de kaybedince bir farkındalık anı yaşar ve hayatını içinden geldiği gibi huzurlu bir şekilde geçirmeye karar verir. 


Yim Si Wan dizide Ahn Dae Beom karakterini canlandırıyor. 

Yeo Reum'un yaşamaya başladığı sahil kasabasındaki kütüphanede görevli olan genç adam, sosyallik açısından çekingen bir karaktere sahip. Öyle ki Yeo Reum ile ilk karşılaşmasında konuşmaya çekinip yazıyla anlaşmaya çalışınca genç kadın onu konuşma engelli sanıyor. İtiraf edeyim izlerken ben bile öyle sandım. :)

Ama diziyi izledikçe fark ediyoruz ki bu çekingen tavırların arkasında çok zeki bir karakter gizleniyor. :)



DİZİ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM
Aslına bakarsanız bu diziye dair pek bilgim yokken kardeşimin tavsiyesi üzerine izlemeye başladım. Zevkimi bildiği için yanıltmayan bir tercih olduğunu baştan söyleyebilirim. :)
Çoğumuz işin yoğunluğundan ve şehrin kalabalık, koşturmalı hallerinden bunalıp Yeo Reum gibi küçük bir sahil kasabasına taşınmayı aklından geçirmiştir diye düşünüyorum. Yeo Reum bu kararını gerçekleştirince ona çok imrendim. Bazı zorunluklar olmasa da ben de istediğim yere gidip yepyeni huzur dolu bir hayat kurabilsem diye düşündüm. :)
Yeo Reum da Dae Beom da o kadar nahif karakterler ki izlerken kendimi huzurlu hissettim. Birbirlerine olan hisleri ve yaklaşımları çok doğal ve samimi geldi. Dizinin sakin havada devam edeceğini düşünürken Yeo Reum'un aldığı tehditler, Dae Beom'un geçmişine dair ortaya çıkan sırlar bambaşka bir hava kattı. Olayların arkasında kimin olduğunu öğrenme merakı da eklenince diziyi izleme hızım arttı. :)
Oyuncuları ilk kez bu dizide izledim. Karakterleriyle uyumlarının ve oyunculuklarının iyi olduğunu söyleyebilirim. :)
Hatta daha sonra Yim Si Wan'ın Run On dizisini de izleyip bitirdim. (Onun yazısı da yakında gelir. ♥)
Genel anlamda severek izlediğim, polisiye kısmını bir kenara alırsak huzurlu hissettiren bir diziydi Summer Strike. Ana karakterlerin nahif halleri, arkadaşlık ve aile ilişkilerini ele alması hoş detaylardı. Polisiye detayı huzurlu havayı biraz bozsa da beni rahatsız ettiğini söyleyemem. Sadece beklemediğim bir olay yaşandı ve beni çok üzdü, bu durumun yaşanmasını istemezdim. Spoiler olmaması için detay vermiyorum ama izleyenler beni anladı. :(
Küçük bir sahil kasabasında, tatlı karakterlerin hikayesini konu alan bu mini diziye şans verebilirsiniz diye düşünüyorum. ♥



Not: Görsellerin tamamı Google görsellerden alınmıştır.

 

Tür: Romantik Komedi
Yayıncı: Netflix
Bölüm Sayısı: 16
Bölüm Süresi: 1 saat
Dili - Ülkesi: Korece - Güney Kore
Oyuncular: Jeon Do-Yeon, Jung Kyung-Ho, Roh Yoon-Seo,Oh Eui-sik, Lee Bong-Ryeon,Shin Jae-Ha, Jang Young-Nam,Lee Chae-Min, Kim Sun-Young, Hwang Bo-Ra 

KONUSU
Crash Course in Romance, Güney Kore'de sınava hazırlanan öğrencilerin ailelerinin onları tabiri caizse yarış atı gibi görerek diğerlerinden daha başarılı olmaları için uyguladıkları psikolojik baskıları ve hem ailelerin hem de çocuklarının kendi aralarındaki çekişmeleri ele alan eleştirel bir konuya sahip. Bunun yanında matematik öğretmeni Choi Chi Yeol ile Nam Haeng Seon'un hem kişisel yaşamlarına dair detayları hem de aralarında oluşan duygusal ilişkiyi konu edinen bir dizi. 
 


Jung Kyung-Ho, özel bir dershanede matematik öğretmenliği yapan Choi Chi Yeol karakterini canlandırıyor. Veliler çocuklarının, anlatım tarzıyla ülke çapında meşhur olmuş bu öğretmenden eğitim alması için sıraya girip birbirleriyle yarışıyor. Adeta bir idol gibi ilgi gören havalı bir öğretmen kendisi. Bundan dolayı çoğu kişi onu kibirli ve para düşkünü olarak görüyor olsa da aslında işini layıkıyla yapan ve pamuk gibi bir kalbe sahip bir insan. Tam Kyung-Ho tarzını yansıtan çılgın ve sempatik bir karakter bence. :)


Jeon Do-Yeon, eski bir atlet olan Nam Haeng-seon karakterini canlandırıyor.  Annesinin kaybından sonra özel bir birey olan erkek kardeşi ve kardeşinin bırakıp gittiği yeğenine bakabilmek için annesinin garnitür dükkanını işletmeye devam eden ve bu sebeple milli takımdan ayrılmak zorunda kalan fedakar bir genç kadın. Üzerine yüklenen sorumlukları başarıyla yerine getirmeye çalışırken kendi hayatını geri plana atacak kadar özverili.
Jeon Do-Yeon'u ilk kez bu dizide izledim ve oyunculuğunu başarılı buldum. :)

Roh Yoon Seo, Nam Hae Yi karakterini canlandırıyor.
Nam Hae Yi, Haeng-Seon'un kızı gibi sevdiği ve bakımını üstelendiği yeğeni. Yeni çıkış yapan oyunculardan biri olan Yoon Seo'nun oyunculuğunu da oldukça beğendim. Karakteriyle bütünleşmiş ve duyguları başarıyla yansıtmıştı. :)
 Üniversite sınavlarına hazırlanan genç kız derslerinde başarılı olsa da matematik için ders almak ister. Kızının bu isteğini yerine getirmek isteyen Haeng-Seon ülkenin en iyi matematik öğretmeninden ders alması için diğer veliler ile yarışa girer ve Crash Course in Romance hikayemiz böylece başlar. :)


Crash Course in Romance dizisini sadece başrolünde Jung Kyung Ho var diye izlemeye karar verdim. Hospital Playlist, Falling for Innocence ve One More Happy Ending dizilerinde izlediğim ve çok sevdiğim bir oyuncu olunca bu dizisini de severek izleyeceğimi düşündüm. Hem dizinin ele aldığı konu hem de oyunculuklar bu konuda yanılmadığımı gösterdi. 
Sınava hazırlanan öğrenciler üzerinde kurulan baskıların hem fiziksel hem de psikolojik sağlıklarını bozacak seviyede olduğunu gözler önüne seriyordu. Kendilerinin başaramadığı şeyleri çocuklarına yükleyerek bu durumdan tatmin olmaya çalışan ebeveynlerin ne kadar çirkin şeyler yapabileceğini de temsili şekilde bu dizide izliyoruz. 
Nam Haeng Seon karakterinin kendi hayatından, geleceğinden feragat ederek kardeşi ve yeğeni için yaşamaya başlaması fedakarlık konusunda ders verir bir detaydı ama kendi hayatını bu kadar geri plana atmış olması onun adına üzülmeme sebep oldu. Neyse ki sonrasında kendine ve sosyal hayatına zaman ayırmayı öğrendi. :)
Choi Chi Yeol ise tam anlamıyla çılgın bir matematik öğretmeni. İlk bölümde çektiği reklam filmini izlerken epey eğlenmiştim sizler için videosunu ekliyorum. :)


Choi Chi Yeol'ün hayatının işten ibaret hale gelmesinin, para düşkünü ve kibirli görüntüsünün ardındaki sebepleri ve gerçek kişiliğini izledikçe öğreniyoruz. Ders verdiği kısımları izlerken keşke benimde böyle bir öğretmenim olsaydı diye düşünmedim değil. :))
Dizi genel anlamda izlemeyi sevdiğim ve keyif aldığım tarzdaydı. Konusu ve vermek istediği mesajlar bence çok güzel ve anlamlıydı. Oyuncuları da yukarıda belirttiğim gibi karakterleriyle uyum sağlayıp başarılı performans gösteren bir kadroydu. Karakterlerin gelişimi ve hikayelerinin ilerleyişi de pozitif anlamda tatmin ediciydi.
Beni tek rahatsız eden nokta başroller arasındaki yaş farkıydı. İkili arasında 10 yaş fark var. Normalde böyle şeylere takılan bir insan değilimdir fakat kadın oyuncu Jeon Do Yeon dizide, Jung Kyung Ho'nun ablası gibi görünüyordu.  Karakteri gereği bakımsız bir hava verilince bu durum daha da çok göze batıyordu ve duygusal yakınlaşmalarını izlerken pek romantik bir his uyandırmadı. Bundan dolayı diziyi tavsiye edip etmeme konusunda bir şey diyemiyorum fakat yaş farkına takılmam izlemek isterim derseniz şans verebileceğiniz güzellikte bir dizi olduğunu söyleyebilirim. :)





 


Tür: Romantik Komedi
Yayıncı: Netflix
Bölüm Sayısı: 10
Bölüm Süresi: Ortalama 1 saat
Dili - Ülkesi: Korece - Güney Kore
Oyuncular: Kim Ok-Bin, Yoo Teo, Kim Ji-hoon,Go Won-hee

Merhabalar blog arkadaşlarım ^^
Öncelikle hepinize iyi bayramlar dilerim. <3
Ben yine ortalıktan kayboldum ve buralarda olmadığım süreçte sizleri çok özledim. Hep aklımdaydınız fakat yeni bir şehirde yeni bir işe başladığım için hem alışma süreci hem de düzenimi oturtmaya çalışırken bloğuma vakit ayırma fırsatım olmadı ne yazık ki. En son 19 Mayıs tatilinde uğramışım ve şimdi yine bir bayram tatilinde boşluk bulmuşken bunu değerlendirmek istedim. ^^
Umarım hepiniz iyisinizdir ve sizler için her şey yolunda gidiyordur. <3
İşe başlamadan önce izlemiş olduğum ve sizlerle paylaşmak istediğim dizilerden bir tanesi ile geri dönüş yapmak istedim. Lafı daha fazla uzatmadan başlıyoruum!

KONUSU
Love to Hate You dizisi, "En büyük aşklar nefretle başlar" sözünün doğruluğunu kanıtlanmak için çekilmişçesine erkeklerden her zerresi ile nefret eden ve güçlü karakteri ile taviz vermeyen avukat Yeo Mi-Ran ile kadınlara hiç güvenmeyen ünlü oyuncu Nam Kang-ho'nun birbirlerinden nefret ederek başlayan ilişkisinin aşka dönüşmesini konu alıyor.

KARAKTERLER

Kim Ok-Bin, Yeo Mi-Ran karakterini canlandırmakta.
Mi-Ran, fotoğrafından da anlayacağınız üzere dominant bir karakter. Erkeklere olan güvensizliği nefrete dönüşen genç kadın, bundan beslenerek kendini öyle güzel yetiştirip geliştirmiş ki karakterine hayran kaldım. Tabiri caizse kimseye minnet etmeyen, ayakları yere sağlam basan güçlü bir kadın. Haksızlığa karşı sessiz kalamıyor, haksızlığa uğrayan kim olursa olsun destek olmaya çalışan ve kara listesine aldığı erkeklerin hakkından bir güzel geliyor. :))
Kim Ok-Bin'i ilk kez bu dizide izledim ve oyunculuğunu sevdim. Karakteriyle çok başarılı bir şekilde bütünleştiğini düşünüyorum. Eski dizilerini izler miyim bilmiyorum ama güncel bir şeyler çekerse şans vermeyi düşünürüm. :)

Yoo Teo, Nam Kang-Ho karakterini canlandırmakta.
Kang-Ho ülkenin ünlü aktörlerinden biri. Romantik dizileriyle kadınların kalbinde yer edinmiş olsa da, görünenin aksine yaşadığı bazı olaylardan dolayı kadınlara karşı güveni olmayan, kamera arkasında ve günlük yaşantısında onlara kaba davranışları sebebiyle medyada gündem olan bir adam. 
Böyle anlatınca Kang-Ho kötü bir karaktermiş gibi anlaşılmış olabilir fakat aksine çok tatlıydı. Ters davranışlarını izlerken eğlendiğimi bile söyleyebilirim. :))
Bu davranışların arkasında yatan sebebi öğrendiğim ve onu anladığım için böyle yorumluyor da olabilirim. Yoksa kaba erkeklerden hoşlandığım düşünülmesin. :D
Yoo Teo'yu da ilk kez Love to Hate You'da izledim. Kim Ok Bin'de olduğu gibi Yoo Teo'yu da karakterine çok yakıştırdım. Karizması ve aurasıyla etkisi altına alıveriyor. :)

Kim Ji-Hoon, Do Won-Jun karakterini canlandırmakta.
Kang Ho'nun şirketinin sahibi ve aynı zamanda onun menajeri. Onun aksine çok sempatik ve nazik bir adam. Tarzı ve karizmasıyla en az Kang Ho kadar dikkat çeken bir karakter. Hatta ben Kim Ji-Hoon'u Yoo Teo'dan daha çok sevmiş olabilirim. :))


Karakterlerden başladım, biraz da dizinin genel havasından bahsetmek isterim. ^^
Karşı cinsten bu kadar nefret eden bu ikili nasıl birbirine aşık oldu diye düşünmüş olabilirsiniz. Şöyle ki, Mi Ran, Kang-Ho'nun kadınlar için söylediği bazı şeyleri tesadüfen duyuyor ve kadın düşmanı bu adama haddini bildirmek için kara listesine alıyor. Şans bu ya, adamın kadınlara karşı tutumundan rahatsız olan birisi bunu medyaya sızdırınca Kang-Ho'nun itibarını kurtarmak için anlaşmalı sevgili bulmaya karar verirler. Doğru tahmin, bu kişi Mi-Ran'dan başkası değildir. Ve sonucunda aşk-nefret ilişkisine hoş geldinizz. :))
Love to Hate You, hem dizi olarak hem de oyuncularıyla dikkatimi çeken bir yapım olmasa da kardeşim ve Fightingblog Esra'cığım övgüyle bahsedip kesin izlemelisin deyince izleme listeme aldım. Mini dizi olduğu için hemencecik izleyip bitirdim. İflah olmaz romantik yanım ve ben diziye bayıldık! Klişe tarafları olsa da kadronun başarısı ve birbiriyle uyumu o kadar hoştu ki çoğunu ilk kez bu dizide izlememe rağmen çok sevdim ve klişe diyebileceğimiz noktaları asla rahatsız etmedi. Aksine keyif alarak izledim. Romantik komedi türündeki favorilerim arasına girdi. Benim gibi bu tarz diziler izlemeyi sevenler için kesinlikle tavsiye ederim. <3



Merhabalar blog arkadaşlarım. :)

Görüşmeyeli nasılsınız? Umarım her şey yolundadır. Ben, kişisel yoğunluklarımdan dolayı bir süredir buralarda olamadım. Sizleri biraz özledim ve bugün fırsat bulmuşken hemen geldim.<3

Ocak ayı bitmek üzere farkındayım ama yine 2022 yılı değerlendirme yazılarımı tamamlamak istedim. Bu yazımda 2022 yılında izlediğim film, dizi ve programları sizlerle paylaşacağım. ^^


FİLMLER 

1) Last Christmas (2019)

2) My Annoying Brother (2016)

3) The Beauty Inside (2015)

4) Red Notice (2021)

5) Just My Luck (2006)

6) The Break-Up (2006)

7) Bridget Jones'un Bebeği (2016)

8) Aşk Taktikleri (2022)

9) What's Your Number? (2011)

10) Çernobil 1986 (2021)

11) Bir Alışverişkoliğin İtirafları (2009)

12) Julie and Julia (2009)

13) Ölü Ozanlar Derneği (1989)

14) Late Night (2019)

15) A Castle for Christmas ( 2021)

16) Benden Ne Olur ( 2022)




DİZİLER

1) Friends

2) Orange

3) Shadow Beauty

4) Twenty One Twenty Five

5) Pera Palasta Gece Yarısı

6) My Little Happiness

7) The Time Traveler's Wife

8) About Is Love

9) Spinning Out

10) Dünyayla Benim Aramda

11) Kırık Kalpler İçin Astroloji Rehberi

12) Home for Christmas

13) Hayaller ve Hayatlar

14) Love Death Robots

15) Wednesday

16) Alchemy of Souls

17) Emily in Paris

18) Gilmore Girls: A Year in the Life




PROGRAMLAR

1) Dersimiz Çikolata

2) Get Organized with The Home Edit

3) Marie Kondo İle Hayatına Neşe Kat

4) Is It Cake?

5) Masterchef Türkiye 2022

~~~~

2022 yılında izlediklerim genel olarak böyleydi. Yıl içerisinde sizlerle detaylı yazılarını paylaştığım dizi,film ve programların linklerini ekledim. İsimlerine tıklayarak okuyabilirsiniz. :)

Siz geçen yıl neler izlediniz? Listelerimizde ortak yapımlar var mı ya da ben farklı olarak bunu izledim ve favorim oldu Gizem, sen de muhakkak izle dediğiniz bir yapım varsa yorumlarda benimle paylaşabilirsiniz. <3

 


Yılın son günlerini geçirirken merakla beklenen dizilerden Emily in Paris 3.sezonu ile geri döndü. 

İlk iki sezonu kısa bir süre içerisinde izleyip bitiren biri olarak ve 2.sezonun sonunda yaşanan karmaşık olaylar sebebiyle ben de yeni sezonu merakla bekliyordum. Yeni sezon yayınlanır yayınlanmaz izledim ve bir günde bitirdim. Detaylara geçmeden önce yazımda spoiler olabilecek bilgiler paylaşacağımı belirtmek istiyorum. :)

2.sezonun sonunda Sylvie ve ekibi Savoir'ı terk etmişti hatırlarsanız. Bu durumdan sonra Emily için seçim yapma zamanı geldi. Ya Madeline ile kalıp diğerlerine karşı savaşacak ya da Sylvie'yi tercih edip yeni şirket için çalışacak. İlk 2 bölümde Emily'nin kararsızlığını izliyoruz. O bu kadar gel-git yaşarken kendisi söyleyemeden Madeline durumu öğreniyor ve olaylar bir şekilde çözüme kavuşuyor. Madem Emily açıklayamayacaktı, o kadar bunalımlı ruh halini yansıtmak için neden uğraştınız diye düşündüm açıkçası. :)

İş durumu çözülünce kızımız bu kez de Alfie ile ilişkisinde sorunlar yaşıyor. Çok iyi bir karakteri olan genç adam, Emily'nin kararsızlıkları arasında harcandı birazcık. Üzgünüm Emily ama bu sezon Alfie'ciyim ben. Bu adamı üzmemeliydin..



Yeni sezonda kullanılan kostümler önceki sezonlarda olduğu gibi oldukça dikkat çekiciydi. Her bir bölümde özellikle kadın karakterleri izlerken moda showu izliyor gibi hissettim. Fransa modanın kalbi/başkenti olarak anıldığı için bu durum şaşırtıcı değil elbette. :)

 Mindy'nin tarzı dizinin başından beri favorim olmaya devam ediyor. Giydiği parçaları kendine o kadar yakıştırıyor ki, hayranlıkla izliyorum gerçekten. Emily, Camille ve Sylvie için de oldukça dikkat çekici parçalar tercih edilmişti.

Mindy'den bahsetmişken tarzı kadar sesini de beğendiğimi eklemek istiyorum. Şarkı söylediği kısımları gerçek anlamda zevkle izledim. Ashley Park oyunculuğun yanında şarkıcı kimliğini ve dans konusundaki başarısını çok iyi bir şekilde göstermişti. Emily ile arkadaşlıkları da çok tatlı, Mindy gibi bir arkadaşa sahip olmak isterdim. :)

Mindy karakteri hakkında tek olumsuz düşüncem, erkek arkadaşı Benoit'ten ayrılır ayrılmaz onu unutması ve yeni bir erkekle beraber olması biraz fazlaydı bence. 



Biraz da kurgusal olarak dikkatimi çeken detaylardan bahsetmek istiyorum. Emily'nin Paris'e geldiği andan itibaren hep iyi ve işine katkıda bulunabilecek pozisyonlarda olan insanlarla tanışması, samimi olması. İşsiz kaldığı günlerde Paris'te gidip görmediği yer kalmayacak kadar rahat bir hayat sürmesi. İş konusunda bir sorun yaşadığında ya da arkadaşlarına destek olmak istediğinde o durum için yardımcı olacak kişiyle bir anda bağlantı kurabilmesi vb. gerçeklikten oldukça uzak detaylardı. İzlemesi keyifli olduğu için rahatsız olmadım fakat neredeyse her bölümde olunca böyle bir dünyada ben de yaşasam keşke düşüncesi oluyor. :))

Yakışıklı şefimiz Gabriel, bu sezonun başlarında biraz geri plana atılmış gibi hissettim. Sürekli restaurantıyla meşgul, Camille ile mutlu olarak gösterildi. Emily ve Alfie çiftini sevdiğim için durumdan şikayet edemem ama aşk üçgenleri ve dönen entrikaların bu sezonda da olacağını düşünmüştüm açıkçası. 

Son bölümde ise yeni bir bomba patlatıp 4.sezonu bekleyip durun diyen bir final ile bitirdiler. Yaşanan olaya dair birkaç düşüncem var fakat konu yeni bir sezon olacak kadar uzatılabilir mi, artık sıkıcı bir hal alır mı diye de düşünmüyor değilim. :)


Siz Emily in Paris'i izlediniz mi ? Dizi hakkındaki düşünceleriniz neler? :)

 


Tür: Fantastik, Korku Komedisi, Doğaüstü 

Yayıncı: Netflix

Bölüm Sayısı:

Bölüm Süresi: 45 dakika

Oyuncular: Jenna Ortega,Hunter Doohan, Catherine Zeta-Jones, Luis Guzmán, Christina Ricci, Gwendoline Christie, Emma Myers

~~~~

Merhabalar blog dostlarım.

Önceki yazımda kitap okuyamadığımdan bahsetmiştim hatırlarsanız. Aynı şekilde dizi ve filmlerden de uzak kaldığım bir süreç geçirdim. Merak ettiğim yapımlar olsa da bazen vakit ayırmakta zorlandım bazen de isteksizlikten elim gitmedi. :)

85 ülkede en çok izlenen Netflix dizisi Wednesday, yayımlandığı andan itibaren tabiri caizse sosyal medyayı kasıp kavurdu. Fragmanlarını görüp merak etsem de bu kadar popüler olunca acaba daha sonra mı izlesem diye düşündüm açıkçası. İzleyen bir arkadaşım, çok güzeldi hemen izlemelisin deyince başlamaya karar verdim. Daha ilk bölümden siyahlara bürünmüş bu kızı çok sevdim. Ve bahsettiğim o isteksizlik durumundan biraz da olsa kurtulmamı sağladı. Bu sebeple sizinle paylaşmak istedim. Öncelikle size biraz diziden bahsedeyim, sonra detayları konuşalım. :)


WEDNESDAY DİZİ KONUSU

Wednesday Addams, kendisine yapılan kötülükleri cezasız bırakmayacak karakterde olan cesur, bir o kadar da acımasız genç bir kız. Aciz gördüğü kardeşi Pugsley'i korumak için elinden geleni yapan bir abla. Bir gün kardeşine kötü davrananlara kendince verdiği ceza sebebiyle okuldan atılır. Ailesinin isteği ile doğaüstü varlıklar ve ucubeler için açılan Nevermore Akademisi'ne kaydolur. Aykırılıkları ile buradakileri bezdirip okuldan kaçma planları yaparken, kasabada gizemli bir canavarın olduğunu öğrenince fikrini değiştirir. Canavarı bulmak, kasabada ve Nevermore'da gerçekleşen gizemli olayları, zekasını ve de imgelem görme yeteneğini kullanarak çözmek için çalışmalara başlar.


Jenna Ortega, Wednesday karakterini o kadar başarılı bir şekilde canlandırıyor ki onu izlerken gerçekten gülmeyi unutmuş, insanlardan nefret eden biriyle karşı karşıyaymış gibi hissettim. Karakterin zekası ve hazır cevaplığı ise hayran bırakan özelliklerindendi.
Wednesday ana karakter olduğu için ilk olarak ondan bahsettim ama diğer oyuncular da en az Jenna Ortega kadar başarılıydı. Wednesday'ın annesi Morticia Addams'ı canlandıran Catherine Zeta Jones'ın güzelliğinden de bahsetmek isterim. Kadının öyle etkileyici bir havası var ki sahnelerini izlerken sadece ona odaklandım. :)
Favorilerimden bir diğeri ise Wednesday'ın Nevermore'daki oda arkadaşı Enid (Emma Myers) rengarenk kişiliğiyle diziye eğlenceli bir hava katmıştı. 
Thing (Şey)'i de unutmamak gerek. Sadece bir el gibi görünse de Wednesday'ın en büyük yardımcısı, dizinin de keyifli yanlarından bir tanesiydi. :)



Fantastik, korku komedisi türünde olan Wednesday, jurgusal yönüyle de heyecanlandıran ve merak duygusunu canlı tutan bir diziydi. Özellikle canavar kim öğrenmek için hızlı hızlı izlemek isteği oluşuyor. Kim olduğuna dair ufak ipuçları ve ters köşeler yapılmıştı fakat bu türün iyi bir izleyicisiyseniz gerçeği görmek çok da zor olmuyor açıkçası. :)
Tahminlerim kısmen tutsa da spoiler yediğim için canavarın kim olduğunu öğrenmek çok da heyecan verici olmadı benim için. Sezon sonu da öyle bir şekilde bitti ki, bunun bir son değil asıl olayların başlangıcı olduğunun mesajını verir gibiydi. Bu sebeple ikinci sezon için epey heyecanlıyım. Umarım çok fazla beklemeyiz. :))
  





 


Tür: Romantik, Gençlik, Drama
Yayıncı: tvN
Bölüm Sayısı: 16
Bölüm Süresi: 1 saat
Dili - Ülkesi: Korece - Güney Kore
Oyuncular: Nam Joo Hyuk, Kim Tae Ri, Bona, Lee Joo Myung, Choi Hyun Wook

Merhabalar, mutlu pazarlar <3
Ufak bir rahatsızlık yaşadığım için buralardan uzak kaldım ve sizleri özledim. Bugün de kendimi biraz miskin hissetsem de size Twenty Five Twenty One dizisinden bahsedersem miskinliğimi üzerimden atarım ve pazar keyfinize eşlik edecek bir şeyler arıyorsanız faydası olur diye düşündüm. :)
Sizler nasılsınız? Görüşmediğimiz süreçte neler yaptınız? Umarım her şey yolundadır. <3 

Twenty Five Twenty One Konusu
1990'lı yılların sonunda Asya'da yaşanan ekonomik kriz döneminde geçen dizide bu süreçte ailesi büyük ölçüde etkilenen Baek Yi Jin'in zorluklara karşı tek başına göğüs germeye çalışmasını, lise öğrencisi Na Hee Do'nun eskrim sporu için verdiği mücadeleleri, ikilinin yollarının kesişmesi ve sonrasında yaşanan olayları, günümüzde Na Hee Do'nun kızının annesinin günlüklerini bulup okumasıyla onun bakışından öğreniyoruz.

Karakterler

Kim Tae Ri, Na Hee Do karakterini canlandırmakta.
Hee Do, babasını küçük yaşta kaybettiği için onun hatırası olan eskrim sporuna tutunmuş ve eskrim için elinden gelen her şeyi yapmaya kararlıdır. Genç kız, (kötü olarak algılanmasın) saf bir karaktere sahip. Çevresindekilere ve kötülükle karşılaşsa bile aynı şekilde karşılık vermeyecek kadar iyi niyetli bir karakter. Cıvıl cıvıl halleri ve sevdiği şeyler uğruna verdiği mücadeleci davranışlarını severek izledim. 


Nam Joo Hyuk, Baek Yi Jin karakterini canlandırmakta.
Yi Jin, ailesinin düştüğü zor durumla başa çıkmaya çalışan güçlü bir karakter. Varlık içerisinde rahat bir hayat sürdükten sonra yaşamını sürdürmek ve ailesine destek olabilmek için çabalayan, önüne çıkan her fırsatı değerlendirmeye çalışan genç bir adam. Na Hee Do gibi Baek Yi Jin'in de hayata karşı duruşunu sevdiğimi söyleyebilirim.


Go Yoo-Rim, Ji Seung Wan ve Moon Ji Woong karakterleri de Na Hee Do'nun sınıf arkadaşları, aynı zamanda da dostları. Aralarındaki arkadaşlık ilişkisi çok güzeldi. Fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere keyifli sahneler izledik. Diğer karakterleri tek tek tanıtırsam hem yazı çok uzun olur hem de ipuçları içerir diye detaya girmedim. :)

DİZİ HAKKINDAKİ FİKİRLERİM;
Twenty Five Twenty One ilk çıktığında o kadar popülerdi ki ilgimi çekmişti, geçmişe dönük hikayeleri izlemeyi sevdiğim için de kayıtsız kalamayıp güncel olarak izlemeye başlamıştım. Bazı yoğunluklarım sebebiyle diziyle eş zamanlı gidemesem de fırsat buldukça izleyip bitirdim. İzleyemediğim süreçte diziye dair bazı bilgileri öğrendiğim için biraz heyecanımı kaybettiğimi itiraf edeceğim fakat o duruma nasıl gelindiğini merak ettiğim için izlemeye devam ettim.
İlk olarak Kim Tae Ri ve Nam Joo Hyuk'un karakter uyumlarını çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Birbirlerine bakışları bile o kadar gerçekçiydi ki, etkilenmemek elde değil. Bu sebeple onları çift olarak izlemekten keyif aldım ve favori çiftlerim arasına girdiler. :)
Güney Kore krizin yaşandığı dönemde nasıldı bilgim yok fakat dizide karakterler ve ailelerin üzerindeki etkileri de başarılı bir şekilde aktarılmıştı bence. Sadece Na Hee Do ve Baek Yi Jin üzerinden değil arkadaşları ve çevrelerindeki insanlar bu duruma dahil edilmişti. Na Hee Do ile Go Yoo Rim'in arkadaşlık ve rekabet arasında gidip gelmesine sebep olan durumlar izlerken sinir bozucu gelse de asıl etkeni anlamamıza olanak sağlıyordu. 



SPOİLER BAŞLANGIÇ
Na Hee Do ile Baek Yi Jin'in bir araya geleceği anı iple çekerken onların ayrıldığını öğrenmek yukarıda bahsettiğim gibi diziden soğumama sebep olmuştu. Çünkü mutlu sonlara zaafım var.^^
Ayrılmalarına sebep olan şey ne acaba, engeller mi çıktı vs sorularıyla izlemeye devam ettim fakat sebep olarak sunulan şey bana yetersiz ve biraz mantıksız geldi. Uyarı yazsam da yine de sebebi söylemeyeceğim ama karakterlere kızdım ve bu konuda güçsüz olduklarını düşünüyorum. Bazı şeylerle savaşmak gerektiğini iyi bilirken korkaklık yaptınız bence. :D
SPOİLER BİTİŞ

Twenty five twenty one dizisi lise yıllarını anlatan, o dönemdeki arkadaşlık, dostluk ve aşk ilişkileri keyifli bir şekilde yansıtan ve aynı zamanda hayatın mücadeleci yönünü de gösteren keyifli bir diziydi. Spoiler kısmında bahsettiğim durumlar yaşanmasaydı, daha farklı bir ilerleyiş olsaydı favori dizilerim listesine girecekti. Yine de kötüydü, izlemeyin tarzında bir cümle kurmam. Şans verilebilir. :)



Siz Twenty Five Twenty One'ı izleniz mi? Dizi ve sonu hakkında ne düşünüyorsunuz? 
İzlemediyseniz bu aralar severek izlediğiniz dizi hangisi? Tavsiyelere açığım. :)
Yorumlara gelin, biraz dertleşelim. :))